GENEL

HALKIMIZ GELECEĞE ‘HAYIR’LA SAHİP ÇIKACAK

Gazeteci Hamza Gül’ün hazırlayıp sunduğu ve avukat, siyasetçi, eğitimci, sendika yöneticileri ile bir fahri konsolosun katıldığı açık oturumda 16 Nisan’da oy kullanacak yurttaşların sadece bir oy kullanmayacaklarını, ülkemizin kaderini ve çocuklarımızın geleceklerini de belirleyecekleri belirten Av. Küçük, “Bu anayasa değişikliği hızla kuvvetler birliğine ve tek adama doğru bir yöneliştir.  Hukukun üstünlüğünden, hukuk devletinden ve yargı bağımsızlığından ayrılıştır. Yeni anayasa değişikliğinde tüm güçlerin tamamının tek bir kişide toplanacak olmasının ürkütücüdür” dedi.

 

Avukat Küçük sözlerine;

“18 maddelik Anayasa değişikliği içerisinde Cumhurbaşkanına seçimlerin yenilenmesi yetkisi verilerek, metin içerisinde “fesih” kelimesi kullanılmaksızın Cumhurbaşkanına TBMM’yi fesih yetkisi verilmektedir.  Oysa, bu değişiklikler 1839 yılından beri yasalaşma ve demokratikleşme mücadelesi veren ülkemizin geleneklerine ve genetiğine uymayan ve tek adam rejimi yaratacak nitelikte olduğunu belirterek" devam etti

 

Baro Başkanı Av. Küçük, Genelkurmayın açıklamasına göre 15 Temmuz hain darbe girişiminin iki gün sonra bertaraf edilmiştir. Ancak siyasi iktidar bunu yeterli görmemiş ve her ne kadar OHAL koşulları tam manası ile oluşmasa da olağanüstü hal ilan ederek çok kısa sürede özellikle yargı, emniyet mensupları, Milli Eğitim'e bağlı kurumlardan çok sayıda ihraç, gözaltı ve tutuklamalar yaşanmıştır. OHAL koşullarının oluştuğu varsayılsa bile, bu durumun uzatılması ve ihraç, gözaltı ve tutuklamaların şeffaf ve denetlenebilir yöntemler uygulanmadan keyfiyete çevrilerek muhalif kimliklere de farklı seslere de yönlendirilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Keza bu uygulamalar ülkemizde, hak ve özgürlükler adına, adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi gibi daha birçok evrensel hukukun temel ilkelerini yerle bir eden, Cumhuriyetin 93 yıllık kazanımlarını geriye götüren uygulamalardır.

 

"ne istediler de vermedik", "bitsin artık bu hasret" söylemleri, Balyoz ve Ergenekon davaları sırasında "ben bu davanın savcısıyım" yaklaşımları ile bu ülkede genelkurmay başkanının 3 yıl tutuklu kaldığı unutturulmak istenmekte, "Ben kandırıldım, rabbim beni afetsin" söylemleri ile de siyasi sorumluluk bertaraf edilmek istenmektedir.
 

Süreç devam ederken başlatılan ‘Fırat Kalkanı’ operasyonu neyse ki sona ermiştir ancak netice itibariyle ülkemiz açısından olumsuz sonuçlar doğurmuş ve 71 askerimiz şehit olmuştur. Bu tablo çok üzücüdür”

 
Baro Başkanı Av. Küçük, “Bu şartlar altında iken, fiili bir başkanlık durumu oluşturulmuştur. Cumhurbaşkanı artık fiili durum var anayasanın bu duruma uygun hale getirilmesi gerekli söylemi ile tarafsızlık ve bağlılık yemini ettiği anayasaya aykırı davrandığın, suç işlediğini itiraf etmiştir. Tüm
kurumlar ve yetkiler tek bir çatı altında fiiliyatta birleştirilmiştir. Anayasalar, uluslar arası sözleşmeler ve kanunlar bireylerin kişisel çıkarlarına bakmaksızın oluşturulan kurallardır. Bu kuralların kişisel çıkarlara uydurularak yeniden düzenlenmesi bu kuralların özüne aykırıdır.

 

16 Nisan akşamı çıkacak "hayır" cevabı ile halkımız ve yurttaşımız bu olumsuz gidişe en güzel cevabı verecek ve dur diyecektir. Ve güzel ülkemiz normal ve olağan günlerine dönerek çağdaşlaşma yolunda kazanımlarının üzerine ekleyerek geleceğe ilerleyecektir. 17 Nisan sabahı sonuç ne olursa olsun, bireyler hangi tercihi yaparsa yapsın 80 milyonluk ulusumuz birlik ve kardeşlik içerisinde yaşamaya devam edecektir.
 

Umutlu, güneşli güzel günlere olan inancım tamdır”

 
 
 

Başa dön tuşu