GENEL

AV. KÜÇÜK, “OHAL KHK’LERİ KAPSAM VE AMACINI AŞMIŞTIR”

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, 15 Temmuz’un ardından ‘hak ve özgürlüklere yönelik tehditler ortadan kaldırılacak’ denilerek ve “hiçbir dönemde bu kadar geniş özgürlükler olmadı” teziyle ilan edilen OHAL kapsamında 19 adet KHK’larla Meclisin devre dışı bırakıldığını, hak ve özgürlüklerin birer birer ortadan kaldırıldığını bildirdi.

 

OHAL kapsamında kamu görevinden ihraç edilenler ve göreve iade edilenlere ilişkin listelerin de bulunduğu 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Resmi Gazete'de yayımlandığını belirten Av. Küçük, son yayımlanan KHK ile görevden ihraç edilen 330 akademisyen arasında Marmara Üniversitesi'nde görevli Profesör İbrahim Kaboğlu'nun da yer aldığını ifade etti.

 

Av. Küçük, konuya ilişkin yazılı açıklamasına şöyle devam etti:
"Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında 686 numaralı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Marmara Üniversitesi'nde görevli Profesör İbrahim Kaboğlu da ihraç edildi. Prof. Kaboğlu, Marmara Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanlığı görevini yürütüyordu.

 

Bir önceki KHK ile Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden (İLEF) 4 akademisyen ihraç edilirken son KHK ile İLEF'ten 11 akademisyen daha ihraç edildi.

 

İhraç edilen akademisyenler arasında Nur Betül Çelik, Mine Gencel Bek, Funda Başaran Özdemir, Funda Şenol Cantek, Ülkü Doğanay da yer alıyor. Ayrıca; son kararnamedeki ihraç edilen akademisyenlerin büyük çoğunluğunun Barış İsteyen Akademisyenler Bildirgesinde imzası olan isimler olması farklı seslerin ve muhalif kimliklerin tasfiye bakış açısıyla ihraç edildiklerini ortaya koymaktadır.

 

Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyelerinden Yardımcı Doçent Doktor Taylan Koç ve Yardımcı Doçent Doktor Esengül Ayyıldız’ın da bu listede yer alması bu olumsuz tasfiye bakış açısını göstermektedir.

 

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden (Mülkiye) Ahmet Haşim Köse, Murat Sevinç, Pınar Ecevitoğlu, Gökçen Alpkaya da ihraç edilenler arasındadır"

 

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, açıklamasında, 15 Temmuz’un ardından TBMM’nin devre dışı kaldığını, Genelkurmay Başkanının, uçurumun kenarından dönülen darbe girişiminden üç gün sonra "darbenin püskürtüldüğünü" açıkladığını ancak ülkenin halen KHK’lar yönetildiğini anımsattı.

 

Baro Başkanı Av. Veli Küçük, devamla;

 

“Tamamen olağanüstü bir durum yaşadık. Rahat ve huzurlu bir şekilde yaşamak istiyoruz. Ama ikinci olağanüstü hal döneminin ve ikinci KHK'lar döneminin başlaması ve bu KHK'lar ile doğrudan toplumun yaşamına müdahale eder hale gelmesi, farklı seslerin, muhalif kimliklerin sindirilmesine karşı olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

 

Aralarında hiçbir şekilde darbecilikle itham edilemeyecek akademisyenler de vardır. OHAL KHK'leri kapsam ve amacını aşmış, Meclis ve yargı denetiminden uzak tutulmuştur.

 

FARKLI SESLERE TAHAMMÜLSÜZLÜK

Düşünceleri ve bakış açıları itibariyle birbirini kontrol eden ve dengeleyen kuvvetler ayrılığa dayalı parlamenter rejimden yana tavır koyan, bunun aksini düzenleyen ve kuvvetler birliği ile tek adam uygulamasını öngören yeni anayasa değişikliğine karşı olan kişilerin ihraç ve soruşturmalarda hedef haline gelmesi siyasi iktidarın farklı seslere tahammülsüzlüğü, görmezden gelerek yok etme çabasıdır.

 

HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ İLKESİNDEN TAVİZ VERMEYİZ

 

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile Kanun Hükmünde Kararnamelerle kamunun darbecilerden temizleneceği ilan edilmiş ancak toplumsal hayatı da kamusal hizmetleri de ciddi şekilde tahrip edecek karar ve pratiklerle yepyeni sorun alanları oluşmaya başlamıştır.

 

En son 686 KHK ile ihraç edilen 4 bin 464 kişiden 330'u Yüksek Öğretim Kurumu'nda görev yapıyordu. Sıranın kime geleceğini siyasi iktidar belirliyor. Adana Barosu olarak hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkelerine aykırı yürütülen uygulamalara ve baskıya teslim olmadık, olmayacağız!."

 

Başa dön tuşu